Skip to main content

Terapi ücreti ne kadar?

Seans ücretleri ile ilgili bilgiyi buradan paylaşmayı tercih etmiyoruz. Bunun iki temel sebebi var: Birincisi, ücretler tıpkı asgari ücret
gibi dönem dönem güncelleniyor ve sabit kalmıyor. İkincisi, belirli gruplara dahil olan danışanlarımız seans ücretinden sabit ve
önceden belirlenmiş bir indirimle faydalanabiliyor. Eğer siz de bu gruplardan birine dahilseniz, seans hizmetinden daha uygun bir
ücretle yararlanabilirsiniz.

İndirimli ücretlerden faydalanabilecek bazı gruplar:
● Öğrenciler (lise, lisans, yüksek lisans, doktora ayırt etmeksizin),
● 30 yaş altı çalışmayan bireyler,
● Özel gereksinimli bireyler,
● Psikologlar,
● İflas, borç gibi finansal güçlükler yaşayanlar,
● Ev hanımları,
● 65 yaş üstü bireyler,
● Ve bizim aklımıza gelmeyen farklı sebeplerle terapinin maddi yükünü taşımakta zorlanacağını düşünen herkes.

Yapılacak ilk seansta doldurmanızı rica ettiğimiz formda bu konuya dair bir alan bulunuyor. Yukarıdaki seçeneklerden birini
işaretleyen her danışan, bize herhangi bir açıklama yapmasına gerek kalmadan, seanslardan standart ücret üzerinden %15 indirimli
faydalanabiliyor.
Net ve güncel seans ücretlerini öğrenmek ya da kafanızda soru işareti kalan noktaları netleştirmek için bizimle iletişime geçmekten
lütfen çekinmeyin.

Terapi sürecim kaç seans sürer?

Bu, tek ve kesin bir yanıtı olmayan; büyük ölçüde kişinin yaşadığı sorunun niteliğine ve terapi sürecinin nasıl ilerlediğine bağlı bir
konudur. Yani sürecin ne kadar devam edeceği sürecin kendisine bağlıdır. Dolayısıyla terapi için ‘şu kadar seans gerekir’ ya da
‘mutlaka uzun/kısa sürer’ demek doğru olmaz. Ancak net şekilde söyleyebiliriz ki birkaç görüşmede mucizevi değişimler beklemek
pek de makul değildir ve böyle bir beklentiyle terapiye başlamak sağlıklı olmayabilir.

Bu konuya dair daha detaylı bilgi almak isterseniz sizi “Terapinin Sonu Nasıl Gelebilir Ki?” başlıklı yazımıza yönlendirebiliriz. Ancak arayışınız 8 seans gibi net bir yanıt ise, onu bu yazıda da bulamayacağınız konusunda uyarmış olalım.

Sorunlarım tamamen geçer mi, iyi olur muyum?

Bu yanıtlaması güç bir soru çünkü en başta başvuru sebebiniz olmak üzere pek çok faktöre bağlı olarak değişebilecek bir konu. Bu
noktada ayrıca “geçmesinden” ya da “iyi olmaktan” ne anladığımız, yani beklentimizin ne olduğu da önemlidir. Bu nedenle tek bir
yanıt vermek mümkün değildir; her birey için yanıt yeniden şekillenir.

Psikiyatrist mi psikolog mu? Nereye başvurmalıyım?

Ülkemizde ruh sağlığı alanında doğru ve güvenilir bilgiye ulaşmak çoğu zaman kolay değildir. Bu nedenle pek çok kişi, psikolog ile
psikiyatrist arasındaki farkı net bir biçimde ayırt edemeyebilir. Oysa psikiyatristler, ruhsal hastalıkların tanısını koyma, tedavi planını
oluşturma ve uygulama yetkisine sahip tıp doktorlarıdır. Bu tedavi planının bir parçası olarak psikoterapi de yer alabilir. İşte bu
noktada, psikoterapi alanında uzmanlaşmış profesyoneller—bazı psikiyatristler ve klinik psikologlar—devreye girer.

Bu nedenle kapsamlı bir tıbbi değerlendirme yapılabilmesi adına, psikoterapiye başlamadan önce bir psikiyatristle görüşmek faydalı
olabilir. Ancak belirgin bir psikiyatrik rahatsızlık söz konusu değilse; daha çok yaşam zorlukları, duygusal yükler ya da kişisel gelişim
ihtiyaçları için destek aranıyorsa, doğrudan psikoterapiye başvurmak da mümkündür. Nitekim her iki uzman da gerekli gördüğünde
kişiyi diğerine yönlendirecektir. Yani terapistiniz bir psikiyatriste başvurmanızı, psikiyatristiniz ise terapiye başlamanızı önerebilir.

Geçmişte terapiye gitmeme rağmen fayda görmediysem tekrar denemeli miyim?

Bazen terapi deneyimi beklenen faydayı sağlamayabilir ve bunun birden fazla nedeni olabilir. Öncelikle, ülkemizde kendisini psikolog
ya da psikoterapist olarak tanıtan; ancak bu alanda yeterli eğitime ve yetkinliğe sahip olmayan kişilerle karşılaşmak ne yazık ki
mümkündür. Böyle bir durumda elde edilemeyen fayda, terapinin doğasından değil, yanlış kişiden hizmet alınmış olmasından
kaynaklanıyor olabilir.

Bir diğer önemli nokta, psikoterapiyle ilgisi olmayan ancak “bilinçaltı temizliği”, “çakra dengesi” ya da “ruh terapisi” gibi adlar altında
sunulan, bilimsel temeli bulunmayan uygulamaların psikoterapiyle karıştırılmasıdır. Bu tür yöntemlerden fayda görülmemesi,
psikoterapinin etkisiz olduğu anlamına gelmez.

Bunun yanı sıra, terapiyi yürüten uzmanın yetkinliği, deneyimi ve uzmanlık alanının kişinin yaşadığı sorunla uyumlu olması büyük
önem taşır. Uygun bir uzmanla çalışılmamış olabilir. Ancak uzman doğru kişi olsa bile, danışan ile terapist arasında yeterli güven ve
uyum sağlanamamışsa, terapi süreci yine etkili ilerlemeyebilir.

Terapi sürecini etkileyen bir diğer önemli unsur, kullanılan yaklaşım ya da ekoldür. Bazı durumlarda tercih edilen yöntem, danışanın
ihtiyaçlarıyla örtüşmeyebilir ve bu da terapiden alınan faydayı azaltabilir. Bunun yanı sıra, danışanın o dönemde terapiye ve değişime
ne kadar hazır olduğu da sürecin gidişatını belirleyen temel faktörlerden biridir. Çünkü terapi, danışan ve terapistin karşılıklı ve aktif
katkısıyla ilerleyen bir süreçtir.

Tüm bu etkenler göz önünde bulundurulduğunda, yaşanan olumsuz bir deneyim terapinin işe yaramadığı anlamına gelmez. Farklı bir
uzmanla ve yada yaklaşımla süreci yeniden denemek çoğu zaman faydalı olabilir.

Online terapi de yüz yüze terapi kadar etkili mi?

Araştırmalar, online terapinin çoğu durumda yüz yüze terapi kadar etkili olduğunu göstermektedir. Burada belirleyici olan; kullanılan
yöntem, terapist ile danışan arasındaki uyum ve sürecin düzenli şekilde ilerlemesidir. Koşullarınız bunu gerektiriyorsa online terapiyi
gönül rahatlığıyla tercih edebilirsiniz. Ancak daha karmaşık ve kapsamlı destek gerektiren bir durum söz konusu ise yüz yüze terapi
daha etkili olabilir.

Eichenberg, C., Aranyi, G., Rach, P., & Winter, L. (2022). Therapeutic alliance in psychotherapy across online and face-to-face settings: A
quantitative analysis. Internet Interventions, 29, 100556.

Erasmus, P., Borrmann, M., Becker, J., Kuchinke, L., & Meinlschmidt, G. (2025). Comparing digital versus face-to-face delivery of systemic
psychotherapy interventions: A systematic review and meta-analysis of randomized controlled trials. Interactive Journal of Medical Research,
14(1), e46441.

Fernandez, E., Woldgabreal, Y., Day, A., Pham, T., Gleich, B., & Aboujaoude, E. (2021). Live psychotherapy by video versus in-person: A
meta-analysis of efficacy and its relationship to types and targets of treatment. Clinical Psychology & Psychotherapy, 28(6), 1535–1549.

Murat, K. A. N. (2024). Online terapi ile yüz yüze terapi arasındaki etkililik farklılıkları: Sistematik derleme ve meta-analiz. Sentez Akademik
Araştırmalar Dergisi, (1), 271–286.

Aramak istemiyorum size nasıl ulaşabilirim?

Telefonla aramak başlangıçta zorlayıcı olabilir, bunu çok iyi anlıyoruz. Eğer böyle hissediyorsanız, bizimle WhatsApp veya e-posta
üzerinden de rahatlıkla iletişime geçebilirsiniz.

Gerekli bilgilere iletişim sekmesinden ulaşabilirsiniz.

Ücretsiz ön görüşme yapabilir miyiz?

Psikoterapide ilk görüşme, sürecin bir parçasıdır. İlk temasta konuşulanlar, en basit kuralların paylaşılması bile terapist ile sizin
aranızdaki ilişkinin şekillenmesi için önemlidir. Bu nedenle, ön görüşmeyi terapiden ayrı, ücretsiz ya da daha kısa bir buluşma gibi
düşünmek sürecin doğasına uygun değildir.

Bununla birlikte, akla takılan birkaç temel konu için telefon veya mesaj yoluyla bize ulaştığınızda sorularınızı memnuniyetle
yanıtlıyoruz. Ancak daha kapsamlı bir görüşmenin sağlıklı olabilmesi için mutlaka terapi sürecinin bir parçası olması gerekir.

Terapide paylaştıklarım gizli kalır mı?

Terapi odasında konuşulan her şey, terapist ve danışan arasında kalır. Bunun yalnızca iki istisnası vardır: kişinin kendisine ya da
başkasına zarar verme riski bulunması veya suç unsuru içeren bir durumun söz konusu olması. Bu gibi durumlarda gerekli yerlere
bilgi verilmesi bir zorunluluktur. Ancak bu hiçbir zaman danışanın haberi dışında yapılmaz; her adım danışanla birlikte konuşularak ve
ortak bir yol bulunarak ilerler.

Bunun dışında, seanslarda paylaşılan hiçbir şey dışarıya çıkmaz. Seans sırasında tutulan notlar da terapi süreci tamamlandıktan bir
süre sonra güvenli şekilde imha edilir.

Seansa geç kalırsam ne olur?

Terapi süreci karşılıklı sorumluluk ve özenle ilerler. Bu nedenle terapist ile danışan belirlenen saatte bir araya gelmek üzere sözleşir;
terapist de o zamanı yalnızca size ayırır.

Bir seansa katılamayacaksanız, bunu en geç 24 saat öncesinden haber vermeniz önemlidir. Zaman zaman hayatın akışı içinde son
dakika gelişmeleri yaşanabilir ve bu oldukça insani bir durumdur. Ancak geç kalındığında seans süresi doğal olarak kısalır ve bu da
görüşmeden alınabilecek verimi azaltabilir. Ortalama seans süresinin 45 dakika olduğunu düşündüğümüzde, 15 dakikadan fazla
gecikme yaşandığında görüşme için anlamlı bir süre kalmaz ve seans gerçekleştirilemez.

Özetle, arada bir yaşanan gecikmeler sorun değildir; fakat bu durum sık sık tekrar ederse, sürecin sağlıklı ilerlemesi için birlikte farklı
yollar üzerine konuşmak gerekebilir.

Seanslar ne kadar sürüyor?

Bir terapi seansı ortalama 45-50 dakika sürer. Bazen görüşmenin akışına göre bu süre birkaç dakika daha kısa ya da uzun olabilir.

Ne sıklıkla görüşmeliyiz?

Terapi sürecinin verimli ilerleyebilmesi için haftada bir görüşme yapılması en yaygın uygulamadır. Ancak uygulanan terapi
protokolüne, ihtiyaçlarınıza ve yaşam koşullarınıza göre bu sıklık zaman zaman artabilir ya da azalabilir.